T-LAB PRP KİTİ

PRP Nedir?

PRP (Platelet Rich Plasma) Platelet bakımından zengin plazma daha iyi açıklamak gerekirse trombosit bakımından zengin kan sıvısıdır. Kanın santrifügasyon işlemine tabi tutularak hücrelerinin moleküler ağırlıklarına göre katman katman ayrıştırılması ile elde edilir. Kanımızın içerisinde bulunan trombositler zaten vücudumuzdaki tamir işlerini sürekli olarak yerine getirirler. Vücudunuzdaki en küçük bir kesiği tamir etmek için nasıl da çalıştıklarını aklınıza getirin. İşte prp bu işi yapan asıl hücrelerin yani trombositlerin konsantre edilmiş halidir. Bir tüp (9ml) kan içerisinden 2ml trombosit toplayabilmekteyiz. Trombositler kanın pıhtılaşmasıyla ilgili işlevlerin yanı sıra doku hasarını gideren ve büyüme faktörü diye adlandırılan salgılar da üretmektedir. Sağlıklı bir insanın kanında mikrolitrede ortalama 200 bin civarında olan trombosit sayısı prp ile 1 – 1,5 milyon seviyesine kadar konsantre edilebilmektedir. Prp yanlızca doktorlar tarafından uygulanması gereken otolog yani elde edilen kişiye tekrar uygulanan bir yöntemdir. Bir kişiden elde edilen prp ile başka bir kişiye uygulama yapılamaz.

Peki Ne İşe Yarar PRP?

Çok uzun bir geçmişi olmamasına rağmen kısa sürede prp’nin tedavi alanları çok genişlemiştir. PRP hasarlı bir dokuyu tamir etmek için pek çok alanda kullanılabilmektedir. Bunların başında estetik cerrahi ve dermatoloji gelir. Mikro iğneleme yöntemleri ile küçük tahribatlar yapılan cilde enjekte edilen prp cildin kolajen üreterek kendini yenilemesini sağlamaktadır. Bir kaç seans sonunda kırışıklık izlerinden akne lekelerine kadar pek çok cilt sorununda kalıcı ve hızlı sonuçlar verir. Cilt sadece bir örnek. Çatlaklardan saç ekiminde yardımcı olarak kullanılmasına, ortopedide eklem içinde sağladığı iyileştirmelere, kas ve bağ dokusunda yaptığı onarımlara, diş tedavileri ve göz tedavilerine hatta veterinerler tarafından kullanımına kadar pek çok alanda pek çok farklı sorunda etkilidir.

PRP Kök Hücre midir?

Prp kesinlikle bir kök hücre tedavisi değildir. Ancak vücuttaki kök hücreleri gerekli dokuya çağıran zincirleme bir etki yaratır. Trombositler büyüme faktörleri taşır ve deriye uygulandığında deri hücrelerini fibroblast üretmesi için uyarır. Fibroblastlar ise kolajen ve elastin üretimi için önemli bir rol oynar. Bu süreç başladığında deride oluşan fibrin ağları ortamdaki kök hücreleri kendi yapısına katmaktadır. Ayrıca otolog yağ transferi sırasında yağ dokusuna prp karıştırılarak yağın enjekte edildiği yerde tutunma yüzdesi arttırılmaktadır. Bu da prp nin yeni kan damarları oluşturma konusundaki işlevinden kaynaklanır.

PRP’nin Yan Etkileri Var mıdır?

PRP otolog yani kişinin kendi kanından elde edilip yine kendine yapılan bir uygulama olduğu için herhangi bir majör yan etkisi yoktur. Ancak her tıbbi uygulamada olduğu gibi kanın alınması dışarda yapılan işlemler ve tekrar geri verilmesi sırasında oluşabilecek enfeksiyon risklerini taşır. Doğru prp kiti kullanımı zaten bunun için gereklidir. Bu etkilerden korunmak için doğru kit yani T-LAB prp kit gibi tamamen steril ve tüplerin içirisinde herhangi bir ilaç bulunmayan ürünler tercih edilmelidir. Özellikle IVD tüp denilen sadece kanın vücut dışında test edilmesi için üretilmiş herhangi bir biyouyumluluk testi bulunmayan ve klinik kullanımına izin verilmeyen tüpler kesinlikle kullanılmamalıdır. T-LAB PRP Tüpü ve T-LAB Re-Süspansiyon Tüpü tüm bu etkilere karşı hemolitik etki testlerinden geçmiş ve T-LAB PRP Kit CE Class IIb belgesi ile kinik kullanım için uygun olarak belgelendirilmiştir.